Koçluk sürecinde pilot olarak genç
- Bilgehan Uyar Erol
- Feb 1
- 2 min read
Updated: Feb 7
Gençlerle çalışmak gerçek bir ayrıcalıktır. Sürekli değişen dünyaya en hızlı adapte olan, tükenmez enerjileriyle katkı sağlayan gençler, koçluk süreçlerinin de sürekli yenilenmesine ve etkinliğinin artmasına zemin hazırlar. Koçluk süreçlerinden bir önceki yazımda bahsetmiştim. Doğru sorularla açılan pencerelerden görülen manzaraların zenginliği karşısında şaşırmamak mümkün değil. Ve pek tabii ki gençlerle çalışmak koçluk süreçlerinin çok daha ötesinde bir zenginlik barındırıyor. Onlara eşlik ederken kullandığım metaforlardan bir tanesi - belki de ailemde birçok pilot ve kaptan olması sebebiyle - co-pilot benzetmesi.

Gençlerle, yani öğrencilerle çalışmaya başlarken ilk adımımız bir rota belirlemektir. O gencin potansiyelini ortaya çıkarmasında hangi motivasyonların en etkili olacağını, kör noktalarının neler olduğunu ve bunların aşılabilmesi için nasıl bir güzergahın en özgün yöntemleri sunacağını analiz ederiz. Bu süreçte, doğru soruları adım adım sorarak hem keşif sürecini başlatır hem de bireysel bir yol haritası oluştururuz. Fakat öğrencileri en çok şaşırtan şey bu bütün yolculukta aslında koçların bir co-pilot olarak yanlarında oturduğudur. Tüm sürecin pilotu öğrencinin kendisidir.
Co-pilot gerçeğini öğrenmek, öğrenciler için başlangıçta oldukça şaşırtıcı bir deneyimdir. Genellikle öğrencilere ne yapmaları gerektiği söylendiği için, bu şekilde bir soru ve düşünme zinciriyle karşılaşmak başta biraz alışılmadık gelir. Zamanla öğrenci kendi iç gücünün farkına varır ve kendi hayatı ile ilgili en doğru yanıtları ve yönlendirmeyi aslında yine kendisinin yapabileceğini görmeye başlar.

Tam da bu noktada öğrenci, kendisine çizilen rotayı takip eden pilotun aslında kendisi olduğunu ve onu en yüksek potansiyeline taşıyacak kişinin de yine kendisi olduğunu anlar. Bir koç olarak bizim görevimiz, öğrenciye doğru soruları sorarak ihtiyaç duyduğu desteği sağlamak ve tıpkı bir co-pilotun pilotuna yolculuk boyunca eşlik etmesi gibi, her an yanında olup ona rehberlik etmektir.
Bu metafor, o zamana kadar kendi gücünün farkında olmayan öğrencinin ilk adımı atmasını ve motivasyonunu artırmasını sağlar. Koç ile birlikte belki yıllar sürecek farkındalık yolculuğunda, onlarca rota çizilecek ve her birine ulaşıldığında öğrencinin özgüveni katlanarak artacaktır. Her yeni hedef, en yüksek potansiyeline ulaşmanın ne kadar mümkün olduğunu gösterirken, ilham ve motivasyonun kaynağı haline gelecektir.
Uzun lafın kısası, bu süreç, öğrencinin kendi gücünü ve potansiyelini her geçen gün daha fazla keşfetmesine olanak tanır. İşte bu yüzden, ebeveynlere koçluktan neler beklemeleri gerektiğini anlatırken çocuklarının içinde taşıdığı o muhteşem potansiyeli vurgulamak, benim için her zaman büyük bir mutluluk kaynağı olmuştur. Çocuklarla hedeflenen rota belirlendiğinde ise, “Hadi bakalım, kalkışa hazır mıyız?” demenin yarattığı heyecan, hiçbir şeyle kıyaslanamaz.
Sevgiler,
Bilge